Web için içerik oluştururken, ses tonunuzu dikkate almak önemlidir. Ses tonunuz (Tone of Voice) size rakiplerinizden ayırır, hedef kitlenizle etkin ve verimli iletişim kurmanızı ve bir kişilik oluşturmanızı sağlar.

Ses Tonu Nedir ve Neden Önemlidir?

Ses tonu ne dediğimiz değil, bunu nasıl söylediğimizdir. Kullandığımız dil, cümle kuruş şeklimiz, kelimelerimizin sesi ve iletişim kişiliğimizdir.

Başkalarına bir şeylerden bahsederken sözlü olmayan iletişimimiz, kelimelerin kendisinden daha fazla şey söyler. Sözsüz iletişim, yüz ifadeleri, ses tonu, ipuçları, mimikler ve jestlerden oluşur. Online dünyada, ses tonumuz hariç tüm bu ifadeleri kaybederiz. Web kopyamızı açık, tutarlı ve ilgili bir tonal hedef kitlemize aşılayabiliriz.

Bir dil olmadan, güçlü ve etkili bir kullanıcı deneyimi yaratamazsınız. Ses tonu aşağıdakileri yaparak büyük bir rol üstlenir:

• Rakiplerinizden farklılaşmak,
• Kişiliğinizi göstermek,
• Müşteri kazanmanıza ve onları korumanıza yardımcı olmak.

Doğru Ton Nasıl Bulunur?

Çalışmaya başlamadan önce gerçekleştirilmesi gereken bir çok aşama vardır ve bu süreç projeye dahil edilmelidir. Ton oluşturmak sadece bir kaç cümleyi bir araya getirmek değildir. Ses tonu, şirketiizin değerleri ve kişiliğine bağlı olarak dikkatle alınması gereken önemli bir karardır.

Doğru ses tonunu bulmak için kendinize bir süreç belirlemeniz gerekebilir; çünkü her projenin kendine göre kısıtlamaları vardır. Ancak, araştırma bu sürecin anahtarıdır ve aşağıdaki adımları içermelidir:

• Hissedarlarla görüşmeler,
• İçerik denetimleri,
• Marka yorumları,
• İzleyici araştırmaları.

Hissedarlarla Görüşmeler

Hissederlar genellikle karar mercileridir, bu yüzden onlarla bağ kurmak ve onları sürece dahil etmek önemlidir. Görüşmelerinizin sadece ses tonuyla sınırlı olması gerekmez, ancak mutlaka bu konuyu da içermelidir.

Onlara söylemek istediklerini söylebilecekleri kadar zaman verin, ancak görüşmenin üç ana fikir üzerine yoğunlaşmasını sağlayın. Öncelikle, şirketlerinin ses tonunun nasıl olmasını istediklerini ve başkaları tarafından nasıl duyulmak istediklerini sorun. Bu aynı zamanda beğendikleri ya da hoşlanmadıkları rakip firma ve organizasyonların ses tonları hakkında bilgi edinmenizi de sağlayacaktır. Aynı zamanda, pazarda kendilerini nerede gördüklerini sormak da yararlı olacaktır.

İçerik Denetimleri

İçerik denetimi ne kadar içeriğe sahip olduğunuza bağlı olarak kendi içinde bir proje olabilir. İçeriğin ne olduğuna bakarak, hangi ses tonunun uygun olduğunu görebilirsiniz. Ton ve içeriğin birbiriyle alakalı olup olmadığına bakmak dikkat gerektiren bir süreçtir. Eğer yeni içerik yazılıyorsa, ilgili kişilere yeni ses tonu hakkında rehberlik yapmak gerekir.

Araştırma

Ses tonu markanın bir parçasıdır, bu yüzden büyük resmin bir parçası olarak kabul edilmesi gerekir. Aynı zamanda ses tonu, şirketin görsel kimliğiyle de uyumlu olmalıdır. Kurumsal görünümlü ve formal bir marka kimliğinin, rahat ve konuşkan bir ses ile eşleştirilmesi tutarlı olmaz. Markayı, yazı, renk, dil ve görüntülerle birlikte incelemek, en uygun tonu bulmanıza yardımcı olacaktır.

Hissedar ve Müşteri Araştırması

Sizi kimler dinliyor? Hissedarlardan bu konuda bilgi almak yardımcı olacaktır, ancak bu insanlar genellikle hedef kitleniz değildir. Yatırım yaptığınız her araştırma, zaten bildiğiniz şeyleri doğrulasa da, iyiye harcanmış bir zamandır. Sadece dinleycileriniz size ses tonunuzun uygun olup olmadığını söyleyebilir.

Bu soru sormakla ilgilidir. Bilgi toplamak ve görüş edinmek, neyin doğru çalıştığını ve neyin değiştirilmesi gerektiğini anlamanızı sağlayacaktır.

İzleyici Araştırmaları

Ses tonunuz hedef kitlenizle kim olduğunuz hakkında iletişim kurmalıdır. Fakat farklı izleyicileriniz varsa ne olacak?

Ses tonunuz kime seslenirseniz seslenin markanızla uyumlu ve size iyi bir kullanıcı deneyimi sağlayacak yeterlilikte olmalıdır. Yatırımcılara seslenirken, kendinizi kurumsal bir kimlikle tanıtacaksınız. Hedef kitleniz genç bir kesimden oluşuyorsa, ses tonunuzu onlara uygun hale getireceksiniz. Bunu yapmayın. Bu size tutarlı olmaktan alıkoyar ve sizi inandırıcılığınızı yitirmenize sebep olacak kritik bir pozisyona sokar.

Değişim içerik seviyesinde gerçekleşmelidir. Ses tonunuz aynı kalırken, içeriğiniz ona uyarlanmalı ve gerektiği ölçüde rafine edilmedilir. Mesajınız ciddi olabilir ama bunu samimi bir tavırla da karşınızdakine iletebilirsiniz.

Bu süreçlerden geçmek birçok bilgi ve veri elde etmenizi sağlayacaktır. Şimdi sorun, neyin doğru olduğuna karar vermek. Aykırı görüşlerden uzaklaşmak zor olsa da hissedarlardan bilgi almak size yardımcı olacaktır.

Bu Bir Son Mu?

Elbette değil. İçeriğiniz yayınlandıktan sonra, onu bir başına bırakmayın. Tonunuzun uygunluğunu kontrol etmeyi sürdürün. Organizasyonlar her gece olmasa da zamanla değişecektir, bu yüzden kültürünüz değişiyorsa, tonunuz da ona adapte olmalıdır.

Bu uzun sure kafanızı meşgul etmemeli yine de. Öncelikle bir denetim yapın ve ses tonunuz doğru mu kontrol edin. Eğer değilse, bir araştırma yapmak ve keşif yapmak size doğru kararı vermede gerekli olan tüm bilgiyi verecektir.

Karar verme sürecinde ön planda olması gerekenler, kültürünüz, kişiliğiniz ve hedef kitlenizdir. Ses tonunuzu belirlediğinizde, bunu markanıza uygulayın. Böylelikle özgünlük sağlamış olursunuz ve bu kullanıcı deneyiminizi tutarlı kılar. Sonrasında, kitleler sizinle duygusal bir bağ kuracak ve daha fazlası da zamanla gelmeye devam edecektir.