Sadece bir slogan öneriniz var ve müşterilerinizin aklında kalıcı olmasını istiyorsunuz. BMW "üstün sürüş makinesidir". Apple müşterileri için "farklı düşünmektir." Nike'ın mesajı "sadece yap" ile her yerdedir. Biz müşterilerin zihninde bir şey olması gerektiğine inanıyoruz. Bu açık bir mesaj olmalı ve bu mesajın cevabı da sizin markanız olmalıdır.
Bu hafta üçgenleme yönteminden bahsedeceğiz. Üçgenleme yöntemi; müşteri bakış açısı, iç perspektif ve pazar perspektif kavramlarından oluşur. İşte bu üç temel ile marka mesajı oluşturmak için ihtiyacınız olanlar;
- Müşteri Bakış Açısı; İlk önce müşterilerinizin fikirlerini bilmeniz gerekir. Onlar için ne önemli? Bunun için müşterilerinizle röportaj yapabilirsiniz, sosyal medyada takip edebilirsiniz ve özel anketler hazırlayabilirsiniz. Müşterilerinizin en büyük değerinin ne olduğu hakkında düşünmeye başlamalı ve onlardan sık sık duyduğunuz anahtar kelimeleri kullanmalısınız.
- İç Perspektif; Etkili bir sloganın bir marka vaadi için doğru olması gerekir. Onu benzersiz kılan ürün ve hizmetiniz hakkında ne söylediğidir. Öncelikli olarak nerede marka değeri oluşturursunuz? Müşterileriniz ile konuşun ve onlara sorun. Markanızın adı onlara ilk olarak neyi hatırlatıyor? Bunlar sizin satış stratejinize uygun bir cevap mı? Uygun ise marka imajınız şimdiye kadar doğrudur. Yanlış ise imajınızı yenilemek adına yeni sloganlara ve reklam araçlarına ihtiyacınız olacaktır. Bu yöntem sizin hedefleriniz içinde etkili bir adımdır.
- Pazar Perspektifi; Bir marka sadece bir pozisyona sahip olabilir. Rakipler kendilerini nerede konumlandırıyor? Onların sloganlarına bakın. Web sitelerindeki hakkımızda yazılarının kopyalarını okuyabilirsiniz. Örneğin Palmolive bulaşık yıkarken elleri yumuşatan tek bulaşık deterjanı olarak kendini konumlandırır. Benzer şekilde bir slogan yazmak yerine markanızın farklı bir yönünü ortaya çıkarabilirsiniz. Bu rekabet gücünüzü arttırır.